AVCILAR, İSTANBUL (DHA) – Kolesterolün kan sirkülasyonundaki seviyesinin olağan sonların üstüne çıkmasının hayati risklere neden olabileceğini belirten İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Hayri Kara, kolesterolün belirtileri ve tedavi teknikleriyle ilgili açıklamalarda bulundu. Kolesterolü sessiz tehlike olarak nitelendiren Kara, “Yüksek kolesterolü olan birçok kişi kendisinde bu durumun var olduğunu çeşitli komplikasyonlar gelişmeden evvel fark edemez ve bu nedenle rutin kan tetkiklerinin yeterli kıymetlendirilmesi gerekir” dedi.

Kan dolanımında LDL kolesterol ölçüsünün artmasının yüksek kolesterol olarak söz edilen duruma sebebiyet verdiğini belirten Medicana Avcılar Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı, Uzm. Dr. Hayri C. Kara, “LDL kan damarlarında birikerek kan akışını azaltır ve kan akışını bozarak organın vazifesini yapamamasına neden olur. Yüksek kolesterole uygun biçimde müdahale edilmemesi halinde ileri vakitlerde kalp krizi ve inme üzere hayatı tehdit eden durumlara taban hazırlanabileceği için dikkatli olunması gerekir” diye konuştu.

“ÇEŞİTLİ KOMPLİKASYONLAR GELİŞMEDEN FARK EDİLEMİYOR”

“Normalden daha yüksek kolesterol kıymetlerine sahip olan şahıslarda rastgele bir besbelli şikayet ortaya çıkmayabilir” diyen İç Hastalıkları Uzmanı, Uzm. Dr. Hayri C. Kara, “Yüksek LDL seviyeleri, ekseriyetle kilolu şahıslarda görülmesine karşın birtakım insanlarda da genetik olarak birtakım karaciğer enzimlerin eksikliğine yahut yokluğuna bağlı olarak olağan kilolu yahut zayıf bireylerde de görülebilir. Bu durumlarda bunu ayırt edecek daha ileri birtakım labaratuvar İncelemeler yapmak ve tedaviyi buna nazaran düzenlemek gerekir. Bu şahıslar ekseriyetle sıhhat kuruluşlarında gerçekleştirilen rutin kan tetkikleri sırasında tespit edilirler.

Kardiyovasküler sorunlar ile bağlantılı kabul edilen LDL kolesterolün desilitre kanda 100 miligramdan daha az olması beklendiğini söyleyen Uzm. Dr. Hayri C. Kara, bu hududun üzerindeki kıymetlerin bireyde yüksek kolesterol varlığına işaret ediyor olabileceği nedeniyle şuurlu olunması gerektiğini belirtti. Kara, “Eğer şahısta hayati tehdit oluşturabilecek, diyabet, hipertansiyon yahut beyin damarlarında tıkanıklık üzere hastalıklar var ise bu bedelin 70 mg’den az olması gerekir” sözlerini kullandı.

TEDAVİ SİSTEMLERİ

Yüksek kolesterolün tedavisinde ilaç tedavisi ve hayat şekli değişikliği uygulamalarının birlikte yer alması gerektiğini aktaran Kara, “İlaç tedavisine başvurulmasına kişinin kolesterol seviyesi ve kalp damar hastalıkları açısından sahip olduğu öbür risk faktörleri göz önünde bulundurularak karar verilir. Bu kapsamda kullanılan ilaçlar kolesterolün emilimi yahut atılımı üzerinde değişiklik sağlayarak tesir gösterir. Yüksek kolesterol tedavisinde beslenme ve idman ile ilgili yapılacak hayat şekli değişiklikleri en az ilaç tedavisi kadar değerli bahislerdir. İlaç tedavisi çoklukla sistemli fizikî aktivite yapılması ve sağlıklı bir beslenme programına uyulmasına karşın kolesterol bedellerinde beklenen düşmenin sağlanamadığı hastalarda tercih edilir. Lakin çok yüksek LDL kıymetlerinde en güzel diyet ve fizikî aktivitenin bile yüzde 30 civarında bir düşüş sağlayabildiği göz önüne alınarak ilaç tedavisine başlanılmaktadır. Fazla kilolardan kurtulmak ve sağlıklı bir hayat anlayışını benimsemek ismine doktorunuz tarafından aksi belirtilmediği sürece haftanın en az 5 günü yarım saat olacak formda planlanan fizikî aktivite yapılması önerilir” diye konuştu.

Beslenme biçiminin ehemmiyetine de değinen İç Hastalıkları Uzmanı, Uzm. Dr. Hayri C. Kara, “Gıdalar ile alınan yağların doğal ve sağlıklı yağlardan seçilmesi, düşük kalorili bir beslenme planına uyulması, zerzevat ve meyve eserlerinin tüketimine yük verilmesi ve doymuş yahut trans yağlardan uzak durulması ise kolesterol yüksekliğine karşı beslenme ile ilgili yapılabilecek ömür usulü değişiklikleri ortasında yer alır. Beslenme ve fizikî aktivite dışında tütün kullanımı üzere damarları daraltabilen ziyanlı alışkanlıklardan vazgeçilmesi de kolesterol yüksekliğine karşı atılabilecek değerli adımlardır” dedi. Uzm. Dr. Hayri C. Kara, kolesterol yüksekliği tedavisinde tabip ve hastanın ahenk içerisinde olmasının hayli değerli olduğunu da kelamlarına ekledi.