CHP’de Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal
Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı.

Toplantı sonrası Genel Başkan Yardımcısı ve Sözcüsü Faik
Öztrak, kameralar karşısına geçti.

‘Zelzele, ulusal güvenlik sorunudur’

Türkiye’nin en başta gelen ulusal güvenlik problemininin zelzele bulunduğunu belirten Öztrak, şu şekilde devam etti:

Memleket için en büyük kalım problemi da bu ulusal güvenlik sorununa önlem almayan bu beceriksiz hükümettir. Milletimiz, bu hükumete ömründen 20 yıl vermiştir. 2,5 trilyon dolar vergi ödemiştir. Bunlar da yetmemiş; bu yönetim milletimizin atadan, dededen kalan malını, mülkünü 63 milyar dolara satmıştır. Üzerine içeriden, dışarıdan 125 milyar dolar borç almıştır. 20 yılda 2 trilyon 726 milyar dolar harcamıştır.

“Semt semt, mahalle mahalle zelzele anında nerede, ne yaşanacağı tespit edilmiş”

Bu, kendinden önceki 56 hükümetin 79 yılda harcamış olduğu paranın 4 katıdır fakat Erdoğan hükümeti, kullandığı bu muhteşem vakit ve kaynağa karşın zelzele için hiçbir hazırlık yapmamıştır. Zelzele felaketinin vuracağı yeri bilim adamları seneler öncesinden söylemiş. Devletin namuslu bürokratları raporlar yazmış. Depremin büyüklüğü bile tahmin edilmiş. Buna gore simülasyonlar, tatbikatlar yapılmış. Semt semt, mahalle mahalle zelzele anında nerede, ne yaşanacağı tespit edilmiş.

‘4,5 ayda moloz atılır’

Uzmanların yapmış olduğu çalışmalara gore, zelzele bölgesinden
atılması ihtiyaç duyulan moloz miktarının minimum 100 milyon ton bulunduğunu söyleyen
Öztrak, şu şekilde devam etti:

1 kamyonla averaj 30 ton moloz taşısanız ve aynı kamyona günde 5 tur attırsanız, 1 günde 150 ton yük atabiliyor. Zelzele bölgesine 5 bin kamyon tahsis edilse bölgedeki molozların atılması 133 gün sürer doğrusu 4,5 ay. Doğal bu molozlar atılırken, çevreye de zarar verilmemeli. Bu hafriyat işi, fazlaca karlı bir iş. Enkazın içinde fazlaca kıymetli atıklar da var.

“Birileri, molozları yağmalamaya çalışıyor”

Buradan çıkacak demir, bakır ve öteki kıymetli madenlerle PWC, plastik benzer biçimde geri dönüşümü yapılacak ürünlerin ekonomik değerinin minimum 12 milyar lirayı bulmuş olduğu yazılıp çiziliyor. Bu parayla depremzedelerimiz için en iyisinden 12 bin konut yapılır fakat daha cenazelerimizin kırkı çıkmadan birileri, alelacele bu molozları yağmalamaya çalışıyor. İşte bunun adı zelzele fırsatçılığıdır. Bunun adı ölü soyuculuğudur. OHAL şartlarında kamunun tüm araçları, makine ve ekipmanı moloz taşımak için kullanılıyor ve yangından mal kaçırır benzer biçimde bu molozlar birilerinin elinde kalıyor.

“Milletin bağışlarıyla çadır meydana getiren Kızılay’dan parayla çadır ve besin alınmış”

Öztrak, Kızılay’ın çadır sattığı tartışmalarına da
değinerek, şu ifadeleri kullandı:

Zelzele yaralarını saran Kızılay’dan zelzele çadırlarını satan Kızılay’a, depremde para sayan Kızılay’a geçmişiz. Erdoğan şahsım rejiminin vatanımızda çürütmediği tek bir kıymet ve kurum kalmamış. Depremin daha ilk günlerinde milletten bağış toplayan bir sivil cemiyet kuruluşu, gene milletin bağışlarıyla çadır meydana getiren Kızılay’dan parayla çadır ve besin satın almış. Parayla alınan bu çadırlar da AFAD eliyle depremzedelere dağıtılmış. Kızılay bir tek bu kuruluşa mı çadır satmış? Hayır.

“Yardımlaşmanın ticarileştirilmesi asla kabul edilemez”

Zelzele bölgesine yardım için koşan Türkiye Eczacılar Birliği’ne de tanesi 140 bin liradan 5 tane çadır satmışlar. Eczacılar Birliği de, bu çadırları sahra eczanelerine çevirmiş. Depremzedelere ilaç yardımında bulunmuş. Hayır işini dahi ticari iş yapmak, kadim hayır müessesemiz Kızılay’ı ticarethaneye çevirmek AK Parti aklının, saray zihniyetinin ülkeyi ne hale getirdiğinin en acı göstergesidir. Bu şekilde acılı bir dönemde dayanışma ve yardımlaşmanın ticarileştirilmesi asla kabul edilemez.