• DOLAR
  • EURO
  • ALTIN
  • BIST
Son dakika: Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Yunanistan’a net bildiri! ‘Gereği her neyse halletmeye hazırız’

Son dakika: Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Yunanistan’a net bildiri! ‘Gereği her neyse halletmeye hazırız’

[ad_1]

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Kurultay ve Kültür Merkezi’nde, Mevlid-i Nebi Haftası Açılış Programı ile Internasyonal Hafızlık ve Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma Yarışması Ödül Töreni’nde konuştu.

Sözlerine, “Bu müstesna zamanda bizleri buluşturan, rahmetiyle kalplerimizi kaynaştıran yüce Rabbimize sonsuz hamdüsenalar olsun. Alemlere rahmet, insanlığa rehber ve müminlere örnek olarak gönderilen Hazreti Peygamberimize, onun ehlibeytine ve ashabına merhaba olsun.” ifadeleriyle başlamış olan Erdoğan, asırlardır ilimle, irfanla, hikmetle yolu aydınlatan alimleri, arifleri ve gönül erlerini hürmetle ve tazimle yad ettiğini belirtti.

AA-20221004-29068863-29068862-MEVLIDI_NEBI_HAFTASI_ACILIS_PROGRAMI

İslam’ın izzetini her şeyin üstünde tutan, i’la’yi kelimetullah uğruna canlarını feda eden aziz şehitleri dualarla andığını, gazilerin her birine şahsı, milleti ve ülke adına şükranlarını sunduğunu dile getiren Erdoğan, cumayı cumartesiye bağlayan gece kavuşulacak Leyle-i Mevlid’in tüm insanlık adına hayırlara vesile olmasını diledi.

Seneidevriyesi için toplanılan Veladet-i Nebevi’nin, yüce Tanrı’ın yer yüzüne sağanak sağanak indirdiği rahmetinin bir tecellisi bulunduğunu ifade eden Erdoğan, “Var edenin adıyla insanlığa inen nur, bir gece yansıyınca kente Sibir dağından, toprağı kirlerinden arındırır bir yağmur. Kutlu bir zaferdir bu ebabil dudağından, rahmet vadilerinden boşanır abıhayat, en müstesna doğuşa hamiledir evren.” dizelerini de okuyarak, şu şekilde devam etti:

“Zulmetin çöplüğünü temizleyen, çirkefin gövdesini parçalayan, yeryüzünü nurlu bir kandil şeklinde aydınlatan bu müstesna doğuşun bir senei devriyesine daha bizleri ulaştırdığı için Rabbimize hamdediyorum. Bizleri peygamber sevgisi ile buluşturan yüce Tanrı’ın, mahşer gününde de resulünün livaül-hamd ismiyle müsemma sancağı altında da toplanmayı bizlere nasip eylesin. Mevlid-i Nebi Haftası açılış programı vesilesiyle sizlerle birlikte olmaktan büyük bir bahtiyarlık duyuyorum. Programı teşrif eden siz kıymetli misafirlerimizle bu muhabbet iklimine gönlünü rabt eden her insana teşekkür ediyorum.”

AA-20221004-29068863-29068860-MEVLIDI_NEBI_HAFTASI_ACILIS_PROGRAMI

‘TAM TESLİMİYET İÇİNDE PEYGAMBERİMİZİN İZİNDEN GİDEN BİR ÜMMET OLMANIN ADAYLARI OLACAĞIZ’

“Muhabbetten Muhammed oldu hasıl Muhammedsiz muhabbetten ne hasıl” dizelerini de aktaran Erdoğan, muhabbetin ruhunda sevgililer sevgilisinin bulunduğunu, ülkenin ve İslam coğrafyasının değişik bölgelerinden Internasyonal Hafızlık ve Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma Yarışması’na katılan Kur’an bülbüllerinin her birini şahsı ve millet adına ayrı ayrı kutlama ettiğini söylemiş oldu.

Mevlid-i Nebi Haftası süresince “Peygamberimiz, cami ve irşat” teması altında yapılacak programların başarıya ulaşmış geçmesini dileyen Erdoğan, programların icrasında vazife alacak müftülere, vaizlere, imamlara, müezzinlere ve Kur’an kursu öğreticilerine de teşekkür etti.

Cenab-ı Hakk’ın, kendi sevgisine nail olmanın yolunun, Hazreti Peygamberi sevmekten geçtiğini haber verdiğini dile getiren Erdoğan, bu yüzden millet olarak İslam’la müşerref olunan günden beri Hazreti Peygamberin her şeyden fazla sevildiğini, ona herkesten fazla saygı edildiğini altını çizdi.

AA-20221004-29068863-29068861-MEVLIDI_NEBI_HAFTASI_ACILIS_PROGRAMI

Bunun da istismarının olamayacağını belirten Erdoğan, şu şekilde devam etti:

“Onun için de hepimiz, istismarcı olarak değil tam teslimiyet içinde sevgililer sevgilisinin izinden giden bir ümmet olmanın adayları olacağız. Kutlu nebinin adı anıldığında gönüllerimizde bir rikkat oluşur, kalplerimiz onun muhabbetiyle çarpar. Tanrı’a kulluğumuzu ve ibadetlerimizi yaşam kılavuzumuz olan Peygamber Efendimiz rehberliğinde ve örnekliğinde ifade ediyoruz. Tanrı’a hamd ile başladığımız her sözümüzü ve duamızı ona salat ve merhaba ile sürdürürüz. Kişisel hayatımızdan beşeri ilişkilerimize, evlerimizden mabetlerimize kadar hayatımızın her sayfasına onun nübüvvet ışığı yansır. Peygamber Efendimize duyduğumuz derin muhabbet; kültürümüzde, sanatımızda, edebiyatımızda belirgin bir halde kendini gösterir. Asırlardır gök kubbemizde yankılanan Ezan-ı Muhammedi, ona olan sadakatimizin sembolüdür.”

‘BU MİLLET EZANINA SAHİP ÇIKTI’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ezanın bir zamanlar Türkçe okutulduğunu da anımsatarak, şunları kaydetti:

“Bir zamanlar birileri bizim ezanımızı aslından değiştirerek, Türkçeleştirerek o şekilde söylemediler mi? Fakat sonrasında elhamdülillah, aslına rücu etti ve bugünkü haliyle ‘Allahu ekber, Allahu ekber’ diye nidalar yükselmeye başladı. ‘Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli, sonsuz yurdumun üstünde benim inlemeli.’ Zannettiler ki susturacağız, zannettiler ki durduracağız. Ne susturabildiler ne durdurabildiler ve bu millet ezanına sahiplendi. Şahadetleriyle dinimizin temeli olan bu ezanlar, tarihimizin mukaddes emaneti ve hürriyetimizin müseccel alametidir. Bir kez daha altını çizerek ifade etmek isterim ki istiklalimiz de istikbalimiz de sevgisiz, vatansız, bayraksız ve ezansız olmayacaktır.”

Erdoğan, aziz milletin mayasındaki Tanrı ve peygamber aşkı ile yüreklerin genişlediğini, onu seven her insanın kalplerinde yerini bulduğunu belirterek, bu yüzden dünyadaki tüm Müslümanlara karşı derin bir muhabbet beslediklerini ve tüm ezilenlere karşı acıma duyduklarını beyan etti.

AA-20221004-29068921-29068916-MEVLIDI_NEBI_HAFTASI_ACILIS_PROGRAMI

Asya’dan Afrika’ya, Kafkaslardan Balkanlara, Hint Okyanusu’ndan Batı Sahra’ya kadar nerede bir Müslüman var ise gönüllerinin ve akıllarının orada bulunduğunu, Bosnalı, Azerbaycanlı, Afganistanlı kardeşlerin luğu ile sevinerek, kederiyle kederlendiklerini belirten Erdoğan, şunları söylemiş oldu:

“Arakanlı, Sudanlı, Yemenli yetimin acısı bizim acımızdır. Filistinli çocuğun gözyaşı, Afrikalı annenin feryadı bizi yaralar. Şundan dolayı biz Peygamberimizin, Aleyhissalatu vesselam buyurduğu hakikat gereği, Müslümanları bir bedenin azaları olarak görür, bir binanın tuğlaları olarak biliriz. Dünyadaki tüm mazlumlarla aramızda hiçbir bıçağın kesemeyeceği, hiçbir ateşin yakamayacağı, hiçbir tuzağın yıkamayacağı bir bağ vardır. Merhum Mehmet Akif, bu sarsılmaz bağları dizelerinde şu şekilde anlatır: ‘Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim. Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim. Adam aldırma da geç git, diyemem, aldırırım, çiğnerim, çiğnenirim. Hakkı meblağ kaldırırım. Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu.’ Bu anlayışla Somali’den Libya’ya, Pakistan’dan Ukrayna’ya kadar nerede kanayan bir yara var ise durdurmak için çalışıyor çaba gösteriyoruz. Hangi inanca mensup olursa olsun, mazluma haiz çıkmayı, zalimin karşısında dimdik durmayı kendimize vazife telakki ediyoruz.”

‘1 NUMARA BİZİZ’

Türkiye’nin yakın çevresiyle beraber dünyanın değişik köşelerinde yürüttüğü kalkınma yardımı ve insani dış ilişkiler faaliyetlerinin arka planında bu tasavvurun bulunduğunu kaydeden Erdoğan, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“Mazlumlara yardımda dünyada 1 numarayız. ABD, Batı filan değil, 1 numara biziz. Dünya, beşten büyüktür derken de hepimiz için daha adil bir dünya mümkün derken de inancımızın bizlere emrettiği bu anlayışı ifade ediyoruz. Merhametini yitirmiş bir çağda, Diyanetimizle, TİKA’mızla, AFAD’ımızla, sivil cemiyet kuruluşlarımızla düşkünlerin, bir lokma ekmeğe muhtaç fakirlerin, yeraltı ve yerüstü zenginlikleri emperyalistler tarafınca sömürülen mazlum halkların imdadına biz koşuyoruz. Bugün Türkiye denilince, akla ekonomisi, savunması, askeri olanak ve kabiliyetleri yanında vicdanıyla, merhametiyle, insani krizler karşısındaki ilkeli duruşu ile öne çıkan bir ülke geliyor. Ay yıldızlı al bayrağımız dalgalandığı her yerde yurttaşlarımızın yanı sıra orada yaşayanlar için de itimatı ve adaleti temsil ediyor. Kardeşlerimiz başta olmak suretiyle yüz milyonlarca mazlum ve masumun da umudu haline gelmenin ağır sorumluluğunu yüreğimizde hissediyoruz. Rabbime bizleri bu şekilde bir inancın, bu şekilde bir medeniyetin alicenaplığı ile maruf, bu şekilde asil bir milletin mensupları kıldığı bu ülkeye hizmetkar olma şerefi bahşettiği için sonsuz hamdediyorum.”

AA-20221004-29068921-29068918-MEVLIDI_NEBI_HAFTASI_ACILIS_PROGRAMI

Derhal her gün insanlık olarak yeni bir krize, yeni bir gerilime uyanıldığını, salgının yıkıcı etkilerini hemen hemen atlatamadan, iki komşu ülke içinde patlak veren kanlı savaşın acı sonuçlarının deneyim edildiğini belirten Erdoğan, insanlık için refah, refah, sulh ve özgürlük asrı olmasını ümit ettikleri 21’inci asrın tam anlamıyla bir buhranlar çağına dönüştüğünü söylemiş oldu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Batı’da ürkütücü boyutlara varan İslam ve yabancı düşmanlığı, veba şeklinde yayılan nefret suçları, toplumsal ve siyasal çalkantılar, masum evlatları hedef alan kanlı eylemlerin bu yeni son zamanların alametifarikaları haline geldiğini kaydetti.

Erdoğan, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“İşte Yunan feribotlarından, denizlerdeki o masum zavallı insanları iyi mi Ege Denizi’ne gömdüklerini, iyi mi Akdeniz’e gömdüklerini izliyoruz değil mi? İzliyoruz. Peki dünyanın sesi çıkıyor mu? Hayır. Bizim fırkateynlerimiz koşuyor, onlara ulaşıyor ve onları denizden kurtarıyor. Şundan dolayı biz Müslümanız ve Müslümanlığımızın gereğini yerine getiriyoruz. Şimdi çıkmış, Yunanistan’ın Başbakanı ABD’dan yardım istiyor. Neye karşı yardım istiyor, Türkiye’ye karşı. Ne yaparsan yap, biz gereği her neyse bunu daima yapacağız, halletmeye hazırız.”

Senelerdir insanlığa kurtuluş reçetesi olarak sunulan maddeci ideolojilerin deva olmadığı, tersine insanlığı ekonomik, siyasal ve etik olarak felakete sürüklediğinin her geçen gün daha iyi anlaşıldığını belirten Erdoğan, insan fıtratını hiçe sayan, sapkın akımların küresel güçlerin de teşvik etmesiyle günden güne yayıldığının altını çizdi.

Toplumun temel yapı taşı olan aile müessesesinin tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar büyük bir hücum altında bulunduğunu gördüklerini vurgulayan Erdoğan, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“Bizim aile yapımızı şu anda tehdit etmeye çalışmıyorlar mı? Çalışıyorlar. Aile yapımıza karşı bu akşam, bu kutlu akşamdan, burada ekranları başlangıcında bizi izleyen milletime sesleniyorum. Milletleri millet icra eden kuvvetli ailelerdir. İşte bu kuvvetli aile yapımızı korumak suretiyle Tanrı’ın izniyle aile yapımızı sarsmak isteyenlere en güzel cevabı bu kutsal gecede veriyoruz. Bu şekilde çirkin, acayip, gureba akımlar karşısında siz dik durdukça Tanrı’ın izniyle bu milleti kimse yıkamayacaktır. Öyleki ki, gelişmiş denilen pek oldukca ülkede evlilik kurumu işlevini neredeyse tamamen yitirmek üzeredir. Küçüklere şefkat ve acıma, yaşlılara saygı şeklinde bizi öteki canlılardan ayıran insani vasıflarımız yok olma tehdidi ile karşı karşıyadır. Bu tehditlere istikbalimizin teminatı olan gençlerimiz maalesef oldukca maruz kalıyorlar. Genç nesiller, tüm kötülüklerin anası olan içki ve alkolden uyuşturucuya, ekran bağımlılığından nihilizme kadar oldukca ciddi sorunlarla boğuşuyor. Eşref-i mahlukat olan insan yaratılış gayesinin farkına varamadığı için bunalımların girdabında sürüklenmekten kendini kurtaramıyor. İnsanlığı içine düşmüş olduğu karanlıktan aydınlığa çıkaracak olan yegane reçete din-i mübin-i İslam’ın ve Rahmet Peygamberi Hz. Muhammed Mustafa’nın çağlar üstü mesajlarıdır.”

AA-20221004-29068921-29068919-MEVLIDI_NEBI_HAFTASI_ACILIS_PROGRAMI

Hazreti Muhammed’in 14 yüzyıl ilkin zulmün, haksızlığın, cehaletin toplumları tutsak almış olduğu bir dönemde tanrısal vahyin aydınlığında insanlığın önüne yeni bir ufuk açtığını vurgulayan Erdoğan, şunları söylemiş oldu:

“İnsan onurunun hiçe sayıldığı, kadının, kız evlatlarının, yetimin ve kimsesizlerin hor ve hakir görüldüğü cahiliye karanlığını İslam’ın nuru ile Asr-ı Mutluluk’e dönüştürmüştür. Efendimiz, yalnız vahiye aracılık etmemiş, Kur’an-ı Kerim’i yaşamının her aşamasında yaşayarak bizlere örnek olmuş, tavsiyeleri ve sünnet-i seniyyesi ile dünya ve ahiret saadetinin anahtarını vermiştir. Bu sebeple Kur’an-ı Kerim’de Tanrı Resulü Müslümanlarla beraber tüm insanlık için ‘Üsve-i Hasene’ şu demek oluyor ki en güzel örnek olarak gösterilmiştir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençliğinden yaşlılığına, ticaretinden idareciliğine, aile reisliğinden çağrı metoduna kadar yaşamının tüm safhalarıyla Hazreti Muhammed’in yegan önderi, sultanı ve rehberi olduklarını belirterek, şu şekilde devam etti:

“Hakkaniyet, acıma, sulh, esenlik, itimat ve kardeşlik dini olan İslam, yalnız Müslümanların değil, tüm insanların refah ve selametini ister. Hem bu dünyanın hem de ahiretin yegane kurtuluş çaresi olan İslam dininin mensupları olarak, bizlere düşen vazife elimizdeki reçeteyi sahih data, doğru yöntem ve güzel bir üslupla tüm insanlığa ulaştırmaktır. Bunun yolu da 14 asırdır olduğu şeklinde Peygamber Efendimizin Aleyhissalatu Vesselam ‘siretine bakmaktan nebevi irşat ve çağrı metodunu takip etmekten geçiyor. Tanrı’ın elçisi cehaletin pençesinde kıvranan insanları 1400 yıl ilkin İslam’a iyi mi çağrı ettiyse, iyi mi felaha çağırdıysa, iyi mi onları ikna ettiyse esasen bugün bizim de yapmamız ihtiyaç duyulan aynısıdır.”

İstismarcılara aldanmayacaklarını, onların oyunlarına gelmeyeceklerini ve hakikat dininin İslam bulunduğunu, dini istismar etmek isteyenlere en güzel cevabı yaşayışlarıyla vereceklerini ifade eden Erdoğan, şu şekilde devam etti:

“Rabbimiz, Kur’an-ı Kerim’de Peygamberimize hitaben ‘Biz Müslümanlara dinine daveti iyi mi yapılması icap ettiğini öğretiyor’ Ali İmran suresi 159. Ayette bu hususta şu şekilde buyuruyor ‘Sen onlara sırf Tanrı’ın lütfettiği acıma yardımıyla yumuşak davrandın, eğer kaba katı kalpli olsaydın asla şüphesiz etrafından dağılır giderlerdi’ evet Peygamber Efendimiz Aleyhissalatu Vesselam yaşamı süresince insanların en merhametlisi en yüce gönüllüsü olarak bildiri vazifesini yerine getirmiştir. Hazreti Peygamber, insanlara daima nezaketli ve sevecen hareket etmiştir. Ümmetini uyarma ve irşat ederken hep yumuşak bir dil kullanmış, muhatabı ne yaparsa yapsın kırmamış, kınamamış, asla öfkelenmemiştir. Şahsına yönelik hürmetsizlikler karşısında bile sabrederek, soğukkanlı kalmış olarak, bizlere örnek olmuştur. Hazreti Ayşe validemize yapmış olduğu şu tavsiye hanım kardeşlerim için bu doğal olarak oldukca oldukca mühim hepimiz için değil mi hepimiz için de mühim, Peygamber Efendimizin çağrı yolunu gösteren en güzel örneklerden biridir ‘Ey Ayşe Tanrı Refiktir.’ Rıfkı, şu demek oluyor ki yumuşak davranmayı sever. Sertlik ve benzeri hallere vermediği ecri yumuşak huyluluk ile meydana getirilen işlere verir. Tanrı tüm işlerde yumuşak davrananları sever.”

AA-20221004-29069059-29069049-MEVLIDI_NEBI_HAFTASI_ACILIS_PROGRAMI

‘FETÖ’NÜN DEAŞ’TAN HİÇBİR FARKI YOKTUR’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hazreti Muhammed’in karşısındaki insanların gönülleri ile zihinlerine de hitap ettiğini işaret ederek, şunları kaydetti:

“Sorulan sorular ne kadar yersiz, uygunsuz olsa da muhatabını kırmadan ve onu incitmeden kafasındaki istifhamları gidermeye çalışmıştır. Asırlar süresince Peygamberin izinden giden alimlerimiz ve ariflerimiz insanları İslam’a bu şekilde çağrı etmişler. Kardeşlerim, nebevi çağrı metodu tamamen acıma ve şefkat üstüne kuruluyken, maalesef bugün gerek devletimizde gerekse İslam dünyasında kimi vakit son aşama sıkıntılı durumlara şahitlik ediyoruz. DEAŞ vari tekfirci örgütler ile FETÖ şeklinde sapkın yapıların gayri İslami yaklaşımlarını burada ifade etmek gereği dahi duymuyorum. Onların amacı dini kavramları istismar ederek emperyalistlere taşeronluk yapmaktır. Zahirde ayrı gözükse de FETÖ’nün DEAŞ’tan hiçbir farkı yoktur. Biri ötekinin ruh ikizidir. Bunların hepsi de tıpkı PKK şeklinde İslam ve Müslüman düşmanı çevrelerin değişik görünüm ve söylemlerle sahaya sürdüğü piyonlardır. Biz bu katil sürülerinin yularını kimlerin elinde tuttuğunu oldukca iyi biliyoruz, 15 Temmuz gecesini unutmadık, unutmuyoruz 252 yavrumuz, vatandaşımızın şehit olduğu geceyi unutmuyoruz. 2 bin 200 civarında gazimizi unutmuyoruz.”

AA-20221004-29069214-29069213-MEVLIDI_NEBI_HAFTASI_ACILIS_PROGRAMI

‘MİLLETİMİZ KESİNLİKLE İTİBAR ETMEMELİDİR’

“Burada üstünde aslolan durmamız ihtiyaç duyulan son dönemde toplumsal medya başta olmak suretiyle, kimi mecralarda peyda olan şahıslardır. ” diyen Erdoğan, şu şekilde devam etti:

“Bu kişilerin güya İslam’ı anlatırken nebevi irşat metodu yerine öfkenin, gazabın, korkunun ve bidatın diline başvurduklarına hatta dolandırıcılıklara kılıf yapıldıklarına tanık oluyoruz. İnsanların kalplerini Tanrı’ın dinine ısındırmak yerine ondan uzaklaştıran yöntemlerin giderek daha çok melce bulduğunu görüyoruz. Doğrusunu Tanrı bilir bir ihtimal aralarında iyi niyetle hareket edenler de vardır. Fakat bu şekilde bile olsa kaş yapayım derken adeta göz çıkartmanın ne İslam’da ne de Peygamber Efendimizin Aleyhissalatu Vesselam hayatında yeri olmadığı açıktır. Hangi mecrada olursa olsun İslam’ı özetleyen, insanları İslam’a çağrı eden kişilerin özenli bir dil kullanımı şarttır. Eline geçirdiği mühürle insanları kafir, fasık ve münafık diye yaftalayan, nerede ilim eğitim etmiş olduğu belli olmayan yetkinliği tartışmalı icazet deposu belirsiz bu bezirganlara milletimiz kesinlikle saygınlık etmemelidir. Gerekirse bu mevzuda, tıpkı daha önceki çağlarda olduğu şeklinde yapılar üstü bir denetim mekanizmasının kurulması da değerlendirilmelidir. Normal olarak bu hususta en büyük sorumlulukta milletime düşüyor.”

‘ÇOK AĞIR BEDELLER ÖDEMEK DURUMUNDA KALABİLİRİZ’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, görevi ilim ve irşat olan Diyanet toplumunun her kesimden insanının, bilhassa gençlerin karşılaşmış olduğu sıkıntılara ve zihinlerini kurcalayan sorulara Kur’an, sünnet ve siret ışığında güncel cevaplar üretmek zorunda olduklarını belirterek, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

“Öteki türlü FETÖ’den DEAŞ’a kadar aslolan vazifesi Müslümanlara yönelik düşmanlıklara araç-gereç üretmek olan karanlık örgütlerin kol gezdirilmiş olduğu bir ortamda oldukca ağır bedeller ödemek durumunda kalabiliriz. Kardeşlerim, işte son zamanlarda görüyorsunuz Müslüman bir sokulduğu yerden tekrar sokulmaz. İşte şimdi birileri de tutturmuşlar yeni yeni bazı şeyler üretmek suretiyle Müslümanları yine aynı yerlerden sokmaya çalışıyorlar. Evlatlarımızın zihinlerinin iğdiş ve ifsat edilmesinin vebalinden kendimizi kurtaramayız. Öteki türlü yarın mahşer günün de ‘Emri Bil Maruf ve Nehyi Anil Münker’ görevini yerine getirenlerden olamayız. ‘Rabbim bizleri yaşamın her alanında olduğu şeklinde çağrı ve irşat vazifesinde de Resulünü örnek alanlardan eylesin’ diyorum. Kimi vakit çeşitli edepsizliklerin, insafsız eleştirilerin hedefi olsalar da bu uğurda yılmadan, yorulmadan, samimiyetle, azimle ve sebatla çalışan tüm hocalarımıza Tanrı’tan muvaffakiyetler niyaz ediyorum. Mihrapları imamsız, minberleri hatipsiz ve minareleri ezansız bırakmamak için savaşım veren tüm kardeşlerime şahsım, milletim adına şükranlarımı sunuyorum.” (AA)

ANASAYFAYA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ

Binali Yıldırım koronavirüse yakalandıBinali Yıldırım koronavirüse yakalandı
Son Dakika: Türkiye'yi sarsan vahşi cinayetle ilgili peş peşe flaş açıklamalar! Müzisyen Onur Şener katledilmişti "Kamu görevinden..."Son Dakika: Türkiye’yi sarsan yırtıcı cinayetle ilgili peş peşe flaş açıklamalar! Müzisyen Onur Şener katledilmişti “Kamu görevinden…”
1 milyon 17 bin lirayı katırla taşıdı! 'İnşallah seneye deveyle'1 milyon 17 bin lirayı katırla taşıdı! ‘İnşallah seneye deveyle’



[ad_2]
Kaynak: webhane.com

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN