Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki baş başa görüşmenin arkasından ortak basın toplantısı düzenledi. Konuşmasına, Filistin Devlet Başkanı Abbas’ı Ankara’da konuk etmekten duyduğu mutluluğu dile getirerek süregelen Erdoğan, Abbas ve heyetine “Hoş geldiniz.” dedi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun mayıs ayında Ramallah’a yapmış olduğu ziyarette Türkiye-Filistin 2. Ortak Komitesinin gerçekleştirildiğini anımsatan Erdoğan, Filistin Başbakanı Muhammed Iştiyye’nin de 2 hafta ilkin Konya’da düzenlenen İslami Dayanışma Oyunları’nın açılışına katıldığını hatırlatarak, İslami Dayanışma Oyunları’nda madalya kazanan Filistinli sporcuları kutlama etti.

Filistin Devlet Başkanı Abbas ve heyetiyle Türkiye-Filistin ilişkilerinin daha da güçlendirilmesine yönelik atılacak adımları ele aldıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“Filistin halkının refah ve kalkınmasına desteğimizi teyit etti. Ek olarak mühim bölgesel mevzularda da görüş alışverişinde bulunduk. Filistin’in ülkemizin ve halkımızın gönlünde müstesna yeri vardır. Daima olduğu benzer biçimde Filistin halkıyla dayanışmamızı, Filistin davasına desteğimizi en kuvvetli şekilde sürdürüyoruz. Filistin Devleti’ni duyuru edilmiş olduğu andan itibaren tanıyan Türkiye, iki devletli çözüm vizyonunu her platformda savunmaktadır.

Malum İsrail’in saldırılarıyla Gazze’de yaşanmış olan sivil can kayıplarına ilişkin tepkimizi açık ve net ortaya koyduk. Saldırılarda yaralanan iki Filistinli yavrumuzu da tedavileri için geçtiğimiz hafta ambulans uçakla, anne ve babasıyla beraber Ankara Kent Hastanemize aldık. Buradan son saldırıda şehit olan kardeşlerimize Tanrı’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralılarımıza acil şifalar temenni ediyorum.”

‘HER TÜRLÜ DESTEĞİ VERMEYE HAZIRIZ’

“Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın statüsünün değiştirilmesine matuf eylemleri hiçbir şekilde kabul etmiyoruz.” ifadesini kullanan Erdoğan, “Bu hususlardaki duyarlılık ve beklentilerimizi İsrailli muhataplarımıza en açık şekilde ve direkt aktardık, aktarıyoruz. İsrail ile ilişkilerimizde atılan adımlar Filistin davasına desteğimizi hiçbir şekilde azaltmayacaktır, aksine bu adımların Filistin meselesinin çözümüne ve Filistin halkının durumunun iyileştirilmesine katkı sağlayacağını Filistinli kardeşlerimiz de ifade ediyorlar. Filistinli kardeşlerimiz içinde birlik ve uzlaşı sağlama gayretlerini de yakından takip ediyoruz. Bu alanda da her türlü desteği vermeye hazırız.” diye konuştu.

TİKA, Türk Kızılay ve Türk sivil cemiyet kurumlarının Filistin’e yönelik insani ve kalkınma yardımlarının devam ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

“Rusya-Ukrayna savaşı sebebiyle besin güvenliğimizi korumak için uygulamaya koyduğumuz bazı kısıtlamalara Filistin’i dahil etmedik. Cenin Özgür Sanayii Bölgesi Projesi, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafınca yürütülüyor. Haziran ayında TOBB heyetimiz Filistin’i ziyaret ederek, sahada lüzumlu araştırmalarda bulunmuş oldu. Kudüs Üniversitesi Kız Yurdu inşaatı da bu yaz TİKA’nın destekleriyle tamamlanıp Maarif Vakfımızca devralındı. Filistin’in istikbali olan yurda, gençlerimize hizmet edecek bu merhum annemin adının verilmesinden son aşama mütehassıs oldum.

Birleşmiş Milletler (BM) Filistinli Mültecilere Yardım Ajansının faaliyetlerine büyük ehemmiyet atfediyoruz. Ajansa yönelik mali ve ayni besin yardımlarımızı önceki yıllarda olduğu benzer biçimde devam ettiriyoruz. Ajansın son dönemde yaşamış olduğu ekonomik sıkıntıların farkındayız. Ajansın finansman problemininin giderilmesi, Filistin halkına yönelik temel hizmetleri aksatmadan yürütmesi açısından oldukça önemlidir. Türkiye olarak bu yöndeki gayretlerimizi sürdüreceğiz. Sanat ve kültür alanında da Filistin kurumlarını desteklemeye devam edeceğiz.”

Filistin Gençlik Orkestrası’nın temmuz ayında eşi Emine Erdoğan’ın himayesinde Ankara’da bir konser verdiğini hatırlatan Erdoğan, “Filistinli kardeşlerimizin yurt dışı seyahatlerinde Türkiye’yi tercih etmesinden kıvanç duyuyoruz. Ikimiz de başta Kudüs olmak suretiyle Filistin’e yönelik turizmi teşvik ediyoruz. BM parametreleri temelinde 1967 sınırlarında başkenti Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasının tüm bölgemizin sulh ve istikrarı için bir fakirlik bulunduğunun altını bir kez daha çiziyorum. Aziz kardeşim Mahmud Abbas’a ve heyetine ziyaretleri için yeniden teşekkür ediyor, görüşmelerimizin hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.” dedi.

MAHMUD ABBAS’TAN AÇIKLAMA

Erdoğan ile iki ülke arasındaki iş birliği ve kardeşlik ilişkilerini ele aldıklarını kaydeden Abbas, Filistin meselesiyle ilgili son gelişimleri değerlendirdiklerini söylemiş oldu. Mahmud Abbas, Erdoğan ile dostane bir halde bölgesel ve küresel mevzular ile Türkiye’nin dünya besin güvenliği bağlamındaki rolünü ele alırken, Türkiye’nin istikrar sağlama çabalarını da araştırma fırsatı bulduklarını kaydetti.

Türkiye ile Filistin arasındaki ilişkilerin geleceğini ve değişik alanlarda ne yapabileceklerini konuşma fırsatı bulduklarını da ifade eden Abbas, “Erdoğan’a, Filistin halkının yanında durması ve değişmez tutumundan dolayı en içten teşekkürlerimi ifade ederim. Meşru haklarına, özgürlüğüne ve bağımsızlığını elde etme mevzusundaki desteklerini bilmekteyiz.” diye konuştu.

Abbas, Türkiye’nin ve kurumlarının her alanda Filistin halkının ve devletinin yanında yer aldığını ve internasyonal arenada da desteklediğini bildiklerini dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Filistin’in son dönemde karşı karşıya kalmış olduğu zorluklara ilişkin bilgiler aktardığını özetleyen Abbas, “Halkımıza, topraklarımıza ve kutsallarımıza karşı devam eden İsrail işgal devletinin saldırıları karşısında kayıtsız kalmayacağımızı vurguladım. Daima internasyonal hukuka ve imzalanan anlaşmalara bağlı kalmış olarak savaşım edeceğimizin altını çizdim.” açıklamasında bulunmuş oldu.

Konuk Devlet Başkanı Abbas, bilhassa yerleşim yerlerinin genişletilmesi ve Filistinlilerin evlerinin, okullarının ve yapılarının yıkılmasına karşı olduklarını da vurguladığını belirterek, şunları paylaştı:

“Tutsakların özgür bırakılması, şehitlerimizin cenazelerinin teslim edilmesi, beklentilerimiz arasındadır. Biliyor musunuz, İsrail şehitlerin cenazelerini dahi vermeyerek kimi cezalandırıyor? Şehitleri mi, şehitlerin ailelerini mi? Ne hayata geçirmeye çalışıyor? Doğu Kudüs’e meydana getirilen saldırılar, Müslümanlara ve Hristiyanlara ilişik olan mukaddes bölgelere meydana getirilen saldırılar, son dönemde de görülen saldırılar içinde yer almıştır. Okullara da bildiğiniz benzer biçimde saldırılar vardır. Bunu kabul etmek mümkün değildir.”

İsrail’in Filistin’de her gün şehirler, köyler, kamplar, dernekler ve insan hakları kuruluşlarına tertipli olarak saldırdığını belirten Abbas, “(İsrail) Buraların terör yuvası bulunduğunu iddia etmektedirler. Bunu nerede görmeniz mümkündür ki?” ifadesini kullandı.

Abbas, İsrail’in buralardaki saldırılarının daha çok zaman kaybedilmeden durması icap ettiğini vurgulayarak, şunları söylemiş oldu:

“Şu sebeple artık daha çok dayanacak gücümüz yok diyebilirim. Ve burada şunu vurgulamak isterim. Güvenlik ve sulh tamamıyla iki devletli çözümün baltalanması yönündeki gayretlerin ve çabaların durdurulmasıyla mümkündür. Ve böylelikle 1967 sınırları içinde iki devletli çözüm mümkündür. Fakat yalnız apartheid sistemine dayalı bir defakto uygulayarak tek devlet kurma çabası, İsrail tarafınca meydana getirilen bu girişim, güvenlik ve istikrara hizmet etmeyeceği benzer biçimde bölge için de gelecekte büyük tehditler oluşturacaktır.”

Bu gelişmeler dolayısıyla İsrail ile aralarındaki probleminin daha büyük problemlere niçin olmaması için Birleşmiş Milletler (BM) kuruluşları ve internasyonal topluma müracaat ederek iki devletli çözümü desteklemeleri talebinde bulunduklarını kaydeden Abbas “İki devletli çözüm mühim. Burada mühim olan ülkelerle temasa geçeceğiz. Ve iki devletli çözümü destekliyor musunuz, desteklemiyor musunuz, meselesini gündeme getirerek, gayemiz 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin Devleti’nin kurulmasını sağlamak olacaktır.” dedi.

‘FİLİSTİN DEVLETİ’Nİ TANINMASI KONUSUNDA ÇABALARIMIZI YOĞUNLAŞTIRACAĞIZ’

BM Genel Kurulu’nun 149 sayılı kararınca Filistinli sığınmacılar mevzusunun sonuca ulaştırılmasını arzu ettiklerini belirten Abbas, meşru, barışçıl direniş haklarına bağlı kalacaklarını, her türlü terör ve şiddete bölgelerinde ve dünyada karşı çıkacaklarını söylemiş oldu.

Abbas “(İsrail) Onların yapmış olduğu benzer biçimde biz suçlu ve terörist olmayacağız. İki devletli çözüm seçeneğine bağlı kalacağız ve tüm ülkelerin de aynı şekilde Filistin Devleti’ni tanıması mevzusunda çabalarımızı yoğunlaştıracağız.” diye konuştu.

BM’ye tam üye olmak istediklerini dile getiren Abbas, Filistin’in geçen yıllarda gözlemci üyelik statüsünü elde ettiğini ve bu mevzuda kilit role haiz olan tek ülkenin Türkiye bulunduğunu dile getirdi.

Abbas şu şekilde devam etti:

“Türkiye’nin çabaları ve tüm ülkelerle temasları yardımıyla biz gözlemci üyelik statüsüne kavuşabildik. Bundan dolayıdır ki ikimiz de bu bağlamda istişarelerimize devam etmekteyiz. Ve BM Güvenlik Konseyiyle, BM Genel Kuruluyla temaslarımıza yoğun bir halde devam edeceğiz. Bu anlamda inanıyorum ki iki devletli çözümün korunması bağlamında Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri bir kongrenin düzenleme edilmesi için çağrıda bulunabilir diye düşünüyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a gösterdiği misafirperverlikten dolayı teşekkür eden Abbas, “Türkiye’nin Filistin’in yanında yer almasından dolayı minnettarlığımı yeniden vurgulamak isterim. Zatı devletlerine sağlıkla mutluluk dileklerimi ifade eder, Türkiye ve Türk halkına da daha çok ilerleme ve atılım temennilerimi iletmek isterim. Yaşasın Türkiye, Filistin kardeşliği.” (AA)

ANASAYFAYA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ

Erdoğan’ın mitingi iptal edildi! Sebebi…