15- 22 Mayıs Gençlik Haftası kapsamında Yaşar Üniversitesi’nde, Gençlik ve Toplumsal Medya- Ne Kadar Gerçek Ne Kadar Sanal isminde bir söyleşi gerçekleştirildi.

Sıhhat Bakanlığı ve Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığı iş birliğiyle, toplumsal medya kullanımı farkındalığı oluşturmak amacıyla düzenlenen etkinlikte, üniversite gençleriyle We Are Social ve Hootsuite ortaklığında gösterilen Dijital 2022 Küresel Genel Bakış Raporu’nda yer edinen veriler paylaşıldı.

Raporda küresel web kullanıcılarının 2022’nin başlangıcında 4.95 milyara yükseldiği, webin nüfuz etmiş olduğu oranın toplam dünya nüfusunun yüzde 62.5’ini oluşturduğu, Ocak 2022’de alınan verilere nazaran dünya genelinde 4,62 milyar şu demek oluyor ki dünyanın toplam nüfusunun yüzde 58,4’üne eşit sayıda toplumsal medya kullanıcısının yer almış olduğu ifade edildi.

Küresel toplumsal medya kullanıcı sayısının ise, 2021’de 424 milyon yeni kullanıcının toplumsal medyaya adım atmasıyla son 1 yılda yüzde 10’dan fazla arttığı açıklandı.

“Toplumsal medya kullanımının hem yararı hem de ziyanı bulunuyor”

İHA’nın haberine nazaran; mevzuyla ilgili izahat meydana getiren Yaşar Üniversitesi İnsan ve Cemiyet Bilimleri Fakültesi Psikoloji Kısmı Tabip Öğretim Üyesi Berrin Özyurt, şu ifadeleri kullandı:

“Gençler toplumsal medyayı mesajlaşmak, gezinmek, oyun oynamak, data edinmek, anında söyleşi etmek, fotoğraf, müzik yada metin belgeleri bulmak, indirmek yada değiş tokuş etmek için kullanıyor.

Toplumsal medya kullanımı, gençlerin sosyalleşme süreci içinde kendini tanıması, kendi doğru ve yanlışlarını, kurallarını, değerlerini ve normlarını sınaması için başka toplumsal etkileşimlere ek olarak kullandığı bir vasıta. Fakat toplumsal medya kullanımının hem yararı hem de ziyanı bulunuyor.

İyi yanlarından birkaç örnek vermek gerekirse; toplumsal medya toplumsal organizasyonlara katılma fırsatı sağlıyor. Değişik altyapılardan gelen kişilerle çevrim içi ilişkiler kurarak ilgilerini paylaşmayı ve kişisel kimlik ve toplumsal beceriler meydana getirmeye yarıyor. Öğrencilere, derslik haricinde da ödevler ve projeler için kontakt kurma şansı tanıyor.

“Depresyonun sebebi, kişinin kendisini toplumsal medyada arkadaşları ile karşılaştırmasıdır”

Toplumsal medya platformlarında oldukca uzun süre vakit geçiren gençlerde görülen depresyona, ‘Feysbuk Depresyonu’ isim veriliyor. Almanya’da meydana getirilen çalışmalarda, Feysbuk kullanıcılarının üçte birinin siteyi ziyaret ettikten sonrasında kendilerini daha fena hissettikleri sonucuna erişilmiş. En yaygın toplumsal medya kaynaklı depresyonun sebebi, kişinin kendisini toplumsal medyada arkadaşları ile karşılaştırmasıdır.

“İkinci en mühim niçin ise dikkat çekememektir”

Tatile gidenlerin ya da ilişki biçimi değişenlerin fotoğraflarını gördüklerinde imreniyor ve kendilerini fena hissediyorlar. İkinci en mühim niçin ise dikkat çekememektir.

Gençler arkadaşlarından daha azca yorum ve beğeni aldıklarında, genel geri bildirimleri kafi görmediklerinde depresyon durumu ortaya çıkabilir. Bunun yanında toplumsal medya bağımlılığı gençlerde anksiyete, depresyon, yalnızlık hissi, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, uyku problemleri, ikili ilişkilerde problemler, notların düşmesi ve derslere odaklanamama, obsesif kompulsif bozukluğa niçin olabiliyor.

“Siber diktatörlük, günlük yaşamdaki zorbalıktan fazla depresyona ve kaygıya sebep olmaktadır”

Siber diktatörlük da gençlerde, depresyon, anksiyete, yoğun bir yalnızlık ve intihar benzer biçimde ciddi psikososyal sonuçlara niçin oluyor.

Cinsel içerikli mesajlar, fotoğraflar ya da görüntüleri cep telefonu, bilgisayar yada öteki dijital araçlar yöntemiyle göndermek, almak ya da aktarma söz mevzusu olabilir. Kişiler, şiddete yada başka sapkın davranışlara maruz bırakan bazı web sitelerine tesadüfen de olsa girebilir yada merak ve bulgu duygusunu doyurmak için bu biçim siteleri arayıp bulabilir.

Gençler söyleşi ortamlarında suiistimal edici kişiler yada gruplar ile kontrolü haricinde karşılaşabilirler ve rahatsızlık edilebilirler. Gençler kendileri ile ilgili detayları gönderme mevzusunda pek davranışlarında ölçülü davranmayabiliyor.

Fotoğraf göndermek yada hususi bir bilgiyi kamuya açık profillerinde paylaşmak benzer biçimde kişisel verilerinin güvenliğini sağlayamadıkları davranışlarda bulunabiliyorlar. Siber diktatörlük, günlük yaşamdaki zorbalıktan daha çok depresyona ve kaygıya sebep olmaktadır.

“Flört sertliği olarak anlatılan bu durum mühim bir problem halini almaktadır”

Cep telefonları, karşılıklı mesajlaşma ve toplumsal ağ web sayfaları izlemek, tehdit etmek ve partnere zarar vermek amacıyla da kullanılmaktadır. Gençlerin üçte biri bir saatte 30 bildiri atarak partnerlerinin nerede oldukları, ne yaptıkları ve kimle olduklarını takip ettiklerini ifade etmiştir. Flört sertliği olarak anlatılan bu durum gittikçe mühim bir problem halini almaktadır.

“Paylaşılan her şeye inanmayın”

Toplumsal medyada paylaşılan her şeye inanmayın. İnsanlar toplumsal medya hesaplarından çoğunlukla en iyi anlarını paylaşıyor. Kısaca gerçeğin bir kısmını, tamamını değil. Görünenin ardında ne işe yaradığını bilemiyoruz. Başkalarının hayatlarına devamlı dahil olmak bireyselliğe zarar veriyor.

“Toplumsal medyaya aşırı takılmak, aslına bakarsak hayatımızın pek de yolunda gitmediğine işaret ediyor”

Mahremiyet duygunuzun zedelenmesine izin vermeyin. Kendinizi geliştirmenin başka yollarını arayın. İnsanların birçoğu toplumsal medyayı araştırma kaynaklı kullansa da pek oldukca data yüzeysel ve genel geçer bilgilerden oluşabiliyor. Hayatınızdaki boşlukları sorgulayın. Toplumsal medyaya aşırı takılmak, aslına bakarsak hayatımızın pek de yolunda gitmediğine işaret ediyor. İşiniz mi fena gidiyor, yoksa ilişkiniz mi? Kaçtığınız şeyleri kim bilir çözme vakti gelmiştir. Bugün arkadaşlıklar bile neredeyse toplumsal ağlar üstünden yaşanıyor. Oysa karşı karşıya etkileşimin yerini sanal araçlar alamaz. Ara sıra sevdiğiniz insanlara zaman ayırıp karşı karşıya görüşün.”