Son Dakika | Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Bu ülkenin yüzde 52’sine Erdoğan’ı destekledi diye gayrı milli diyeceksin, sonra helalleşmeye çıkacaksın, bu durum bile Bay…

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Bu ülkenin yüzde 52’sine Erdoğan’ı destekledi diye gayrı ulusal diyeceksin, sonra helalleşmeye çıkacaksın, bu durum bile Bay Kemal’in ne kadar samimiyetsiz olduğunun göstergesidir”

“2 kıymetli takviye paketi hazırladık. Bunlardan biri ek istihdama takviye paketidir, oburu de imalata dayalı ithal ikamesi dayanak paketidir”

“Zengini güçlü yapan model faizciliktir. Bu kur faiz spekülasyonu ile karşı karşıyayız. bu spekülasyonu lakin biz engelleriz”

“Kur-faiz-enflasyon sarmalında yaşamayacağız. Yatırımı, üretimi engellemelerine müsaade etmeyeceğiz, büyümeyi istikrarsız hale getirmelerine müsaade etmeyeceğiz. Biz bu sarmaldan çıkacağız. Bu tezgahın bozulmasını istemeyenler kur manipülasyonu ile bizi tekrar bu oyuna çekmek istiyorlar. Global finans etrafları ve içerideki işbirlikçileri bunu başaramayacaklar”

“Düşük faizle yatırımı ve ihracatı destekleyeceğiz”

“Üretimi, yatırımı, istihdamı, ihracatı ve bununla birlikte gelişen siyasetlerle ülkemizin giderek güçlenmesi ve bağımsız siyasetler izleyecek pozisyona gelmesi kimilerini rahatsız ediyor. Ana muhalefetin başındaki kişi bundan önemli manada rahatsız oluyor. MGK bu bahislerin görüşüldüğü yer olamazmış. Bu kişi siyaseti anlamış değil, siyaseti bilmiyor, hala tıpkı yerde”

“Biz inşallah seçim öncesine kadar önemli manada faizin düştüğünü, kuru tetikleyen yüksek faizin düşüşü sebebiyle kurda olumlu güzelleşmenin olduğunu daima birlikte göreceğiz, buna enflasyon da dahil”

“Muhalefetin faiz indirimi konusundaki itirazları bizim yanlışsız yolda olduğumuzun teyididir”

“Hedef düşük faizle halkımızı, esnafımızı rahata çıkarmak ve daha çok yatırım sağlayabilmektir”

“Stokçuluk bizim dinimizde de yeri olmayan bir bahistir. Stokçuluk bir nevi hırsızlıktır”

“Biz vatandaşımızı enflasyona ezdirmeyeceğiz”

“2023 Ocak prestijiyle Sakarya gaz alanında birinci gaz üretimine geçmeyi hedefliyoruz. Sakarya Gaz Alanı’nda birinci fazda 10 kuyudan günlük 10 milyon metreküp üretim yapmayı amaçlıyoruz”

“Vatandaşlarımız İnşallah Haziran 2023’te sandık başına gidecek ve tercihini AK Parti ve Cumhur İttifakı’ndan yana kullanacaktır”

“Ülkenin vatandaşlarına AK Parti’ye oy verdiler, Erdoğan’ı desteklediler diye kullanılan oylarla ‘gayrı milli’ tabirini kullanmak aymazlıktır, gafilliktir. Bu ülkenin yüzde 52’sine gayrı ulusal diyeceksin, sonra helalleşmeye çıkacaksın, bu durum bile Bay Kemal’in ne kadar samimiyetsiz olduğunun göstergesidir. Tehdit ettikleri, mağdur ettikleriyle helalleşmeye başlasa bile hepsinden helallik almaya ömürlerinin yeteceğini sanmıyorum”

“Her seçim öncesi CHP’liler muhafazakar seçmene sevimli görünmek için daima takla atmaya başlarlar. Bu helalleşme atağı birebir minvalde bir harekat ancak bu biraz erken oldu güya. Zira Bay Kemal seçimler Haziran 2023’te”

ANKARA – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Kur-faiz-enflasyon sarmalında yaşamayacağız. Yatarımı, üretimi engellemelerine müsaade etmeyeceğiz, büyümeyi istikrarsız hale getirmelerine müsaade etmeyeceğiz. Biz bu sarmaldan çıkacağız. Bu tezgahın bozulmasını istemeyenler kur manipülasyonu ile bizi yine bu oyuna çekmek istiyorlar. Global finans etrafları ve içerideki işbirlikçileri bunu başaramayacaklar” dedi.

Katıldığı bir televizyon programında gazetecilerin gündeme ait sorularına yanıt veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, faiz ve enflasyona ait değerli açıklamalarda bulundu.

“Faizi düşürüyoruz, enflasyonun da inşallah düştüğünü daima birlikte göreceğiz”

Global salgın periyodunda Türkiye‘nin 3 çeyrekte de farklı bir ayrışım ortaya koyduğunu, yılsonu itibariyle de müspet ayrışmayı devam ettireceğine inandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin beklentileri de aşarak bu türlü bir pozisyona gelmiş olması da bilhassa aç kurtlar üzere bekleyenleri de şaşırttı. Biz şaşırmadık. İkinci ve üçüncü çeyrekte aldığımız sinyallerle beklentimiz 10’u bulacağız. Kuşkumuz yok. Yılsonu itibariyle enflasyonda da kendisini gösterecek. Faiz sebep, enflasyon sonuçtur. Faizi düşürüyoruz, enflasyonun da inşallah düştüğünü daima birlikte göreceğiz” diye konuştu.

“Kritik periyotta iki değerli dayanak paketi hazırladık. Bunlardan bir tanesi ek istihdama dayanak paketi, oburu de imalata dayalı ithal ikamesi takviye paketidir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, takviye paketlerine ait bilgi verdi.

İstihdam oluşturacak girişimcilere müjde veren Erdoğan, “Bu girişimcilerimizin hazine dayanaklı kredi garanti fonu kefaleti ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın vereceği 7 puana kadar faiz dayanağı ile yatırım yapmalarının önünü açıyoruz. Toplam meblağı 10 milyar lirayı bulan bu dayanaktan Atılım programı kapsamında öbür vilayetlerimizde faydalanabilecektir. İşletmelerimize girişimcilerimize iyi olsun” biçiminde konuştu.

Uygulamaya konulan iktisat modelinin hatırlatılması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Zengini güçlü yapan model faizciliktir. Faiz zengini daha varlıklı yapar, yoksulu de daha yoksul yapar. Türkiye ne vakit yüksek faiz kıskacından çıkmak için adım atmışsa döviz kuru üzerinden manipülatif baskı ile karşı karşıya kalkmıştır. Ülkemizin bu yolla bir cendereye sokulmak istenmesi bizim tarafımızdan engellenmiştir. Biz buna müsaade etmeyeceğiz. Bir kere bu kur-faiz spekülasyonu ile karşı karşıyayız. Bu spekülasyonu lakin biz engelleriz. Yüksek faiz yararı için kısa vadeli olarak ülkeye giren global fonlar var, bu sıcak para döviz kurunu süreksiz olarak düşürebilir. Bu bizim için ülkü değildir. Bir mühlet sonra bu fonlar yüksek faiz çıkarını alıp düşük kurdan tekrar dövize dönerken kur yine yükselir. Yükseler kuru düşürmek için her seferinde daha yüksek faiz vermek gerekir. Daima tekrarlanan bu süreç ülkenin kaynaklarını global sermayeye aktaran ve ekonomiyi bağımlı hale getiren bir kısır döngüdür. Şuanda bunu yaşıyoruz. Kur-faiz-enflasyon sarmalana bu türlü sokulduk. Biz de diyoruz ki, kur-faiz-enflasyon sarmalında yaşamayacağız. Yatarımı, üretimi engellemelerine müsaade etmeyeceğiz, büyümeyi istikrarsız hale getirmelerine müsaade etmeyeceğiz. Biz bu sarmaldan çıkacağız. Bu tezgahın bozulmasını istemeyenler kur manipülasyonu ile bizi tekrar bu oyuna çekmek istiyorlar. Global finans etrafları ve içerideki işbirlikçileri bunu başaramayacaklar. Bilhassa maliyet enflasyonu denilen bir tez var, badire bu değil mi? Endüstricinin, yatırımcının en kıymetli pürüzü maliyet enflasyonudur. Maliyetler ne kadar yükselirse, onun yatırımdaki gücü de o kadar azalır. Biz tam tersine istiyoruz ki, yatırımda gücünü artıralım, memleketler arası ihracatta o yatırımcı yarışa güçlü bir biçimde girsin. Türkiye’nin temel göstergeleri iktisatta çok güçlü. Bunu dışarıdan birileri zayıf göstermenin çabasına giriyor. Bizim ekonomik göstergelerimiz pek düzgün durumda. Ülkemiz artık bu kısır döngüyü kırma noktasına gelmiştir, biz buradan geriye dönmeyeceğiz. Salgın sonrasında dünya iktisadında oluşan yeni istikrarlar bu süreci hızlandırmıştır. Bu olay yalnızca ülkemizde mi var? Amerika’da var, Almanya’da, İngiltere’de, Hollanda’da var. Hepsi de bu kısır döngü içinde kıvranıyor. Bunlardan Türkiye olarak biz büyük oranda sıyrılmış vaziyetteyiz. Türkiye’nin güçlü ekonomik dinamiklerine güvenen yabancı yatırımcılar için uzun vadeli yatırımların artık vaktidir. Türkiye iktisadının sunduğu bu fırsatları gören kıymetli yabancı yatırımcıların büyük ölçekli yatırımlar için harekete geçtiğini görüyoruz. Türkiye’ye uzun vadeli yatırım yapanlar her vakit kazanmıştır, bundan sonra da kazanacaktır” tabirlerini kullandı.

Türkiye’deki sermayenin temsilcisi pozisyonunda olan STK’nın kendilerine karşılık yetiştirmeye kalkmasının çok manidar olduğunun altını çizen Erdoğan, “Eğer kredi istiyorsanız kamu bankaları kredi vermeye hazır. Bizim sıkıntımız var, bizim kaygımız, kur-faiz sarmallı değil, yatırımı yapacak güçlü yatırımcıları arıyoruz. Biz yeni iktisat modeli ile yüksek faiz verecek sıcak para çekme siyasetini elimizin karşıtı ile itiyoruz. Düşük faizle yeni yatırımları, üretimi ve ihracatı destekleyeceğiz. Bilhassa kamu bankalarının yöneticilerine daima onu söylüyorum, siz özel kesim bankaları ile faiz noktasında yarışa girmeyeceksiniz. Tam bilakis düşük faizle yatırımcımızı teşvik edeceksiniz. Biz şuanda ihracatta çok düzgün bir pozisyondayız. 215-220 milyar dolarlara çıktık. Yılsonuna kadar 220’nin üzerine çıkacak” dedi.

Erdoğan, “Benim de yakın etrafımda birçok insan bunları geçmişte de savunmadılar. Biz ‘6 sıfırı atıyoruz’ dediğimiz vakit ‘Taksim Meydanı’nda anırırım’ diyenler vardı. En yakınımda olanlardan bile, şuanda o da siyasette ‘kurmayacağım’ dediği halde bir parti kurdu. Daha sonra 6 sıfırı atacağız dedim ben, Başbakanım zira. Artık de onunla övünüyor. ‘biz 6 sıfır attık’ diyor. Ne sen attın. Başbakan olarak talimatı verdim ve 6 sıfırı attık. Ondan sonra onlar övünmeye başladılar. Misal birçok ekonomik kararların altında benim imzam var. Sen benim bir bakanımsın, karar merci değilsin ki. Artık bir yere geldik. Artık cari açık verip bu açığı dış borç ile finanse eden değil döviz kazanıp cari fazla veren bir iktisat olma amacıyla hareket ediyoruz. Bu amaca de çok yakınız. Döviz kurunda kalıcı istikrar, yüksek faiz ile kısa vadeli ödünç döviz çekerek değil, ihracat, turizm ve başka hizmet gelirleri ile döviz kazanarak mümkün olabilir. Faizleri artırmanın tahlil olmadığını tekraren gördük, yüksek faiz ile sıcak para çekerek döviz kurunu baskılayıp ithalatı ucuzlatmak enflasyonla uğraş değildir. Bize dayatılan yük ek faiz siyaseti yeni bir olay değil. Yerli üretimi yok eden, üretim maliyetlerini artırarak yapısal enflasyonu kalıcı hale getiren bir modeldir. Bu model sıcak para her çıktığında kur artışı ile enflasyonun tekrar tetiklendiği ve yeni faiz artırımlarının gündeme getirdiği sonu olmayan bir sarmaldır. Biz bu sarmala son veriyoruz. Bugün geldiğimiz noktada ihracatımızın, bu oran değerli, ithalatımızı karşılama oranları yüzde 90’lara ulaştı. Turizmde toparlanma süreci içindeyiz. Yıllık cari açığımızı aydan aya azaltıyoruz. Önümüzdeki sene yıllık bazda cari fazlaya geçeceğimiz anlaşılıyor ve buna da inanıyorum” diye konuştu.

“Ekonomik güvenlik, ulusal güvenliğin bir parçasıdır”

Kemal Kılıçdaroğlu’nun ekonomik gelişmelerin MGK’da görüşülmesine gösterdiği reaksiyonun hatırlatılması üzerine Erdoğan, “Ekonomik güvenlik, ulusal güvenliğin bir modülüdür. Türkiye iktisadı güçlüdür. Makro göstergelerimiz ve son periyottaki ekonomik performansımız pek güzeldir. Döviz kurunda gördüğümüz son hareketliliğin ekonomik temeli olmadığı açıktır. Üretimi, yatırımı, istihdamı, ihracatı ve bununla birlikte gelişen siyasetlerle ülkemizin giderek güçlenmesi ve bağımsız siyasetler izleyecek pozisyona gelmesi kimilerini rahatsız ediyor. Ana muhalefetin başındaki kişi bundan önemli manada rahatsız oluyor. MGK bu hususların görüşüldüğü yer olamazmış. Bu kişi siyaseti anlamış değil, siyaseti bilmiyor, hala tıpkı yerde. SSK’yı batıran o baş hala tıpkı yerde. Sen esasen SSK’yı batırdın. Sen değil misin SSK hastanelerinde insanların morglarda öldüğü periyodun sorumlusu? Hiç umurunda değil. Sorumlusu sensin. MGK’da bunları görüşmeyeceğiz de nerede görüşeceğiz? MGK bu işlerin en hassas noktada görüşüldüğü ve görüşüleceği yerdir. Türkiye eski Türkiye değildir. Türkiye finans piyasaları üzerinden, ekonomik tehditlere pabuç bırakmaz, geçti onlar. Gerçek ekonomimiz bu tehditleri boşa çıkartacak güç ve kabiliyettedir. Bu tehditlere karşı rahatlıkla durabiliyoruz. Algı operasyonları ile bizi zayıflatmak ve engellemek artık mümkün değildir. Bu tehditlerin farkında olduğumuzu, tehditler karşısında gereğini yapacak güçte ve kararlılıkta olduğumuzu MGK’da teyit etmiş olduk” diye konuştu.

“Yanındaki sözcü olan zat da güzel bir faizcidir”

“Kur baskısı ne vakit ve nasıl kırılır?” sorusuna karşılık veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Benim olağan vatandaşım faiz sarmalı altında inim inim inler. Ana muhalefetin başındaki zat ‘indirin teğe, biz destekleriz’ diyor. Ben aksini söylemiyorum. Benim tek başıma bu tıp kararı almaya yetkim yok. Ben dikkat edilirse başından beri ilgili mercilere, hatta kendileri ‘merkez Bankası bağımsız değil’ diyor. Merkez Bankası bağımsız değil de sen bağımsız olmayan Merkez Bankası’ndan randevu talep ettiğinde Tayyip Erdoğan bunu engelledi mi? Gidip Merkez Bankası’nı ziyaret ettikten sonra yaptığın açıklamalar muhakkak, işin ahlaki boyutu da yok. İnsan bu türlü bir ziyareti yaptıktan sonra dışarıda tam aksi, Merkez Bankasını yıpratacak açıklamalar yapar mı? Bunları yaptı. 2016’dan bu yana bunları tekrar tekrar söyledi. Yanındaki sözcü olan zat da güzel bir faizcidir. Kendisi bu işlerden zati anlamaz. Biz inşallah seçim öncesine kadar önemli manada faizin düştüğünü, kuru tetikleyen yüksek faizin düşüşü sebebiyle kurda olumlu güzelleşmenin olduğunu daima birlikte göreceğiz, buna enflasyon da dahil. Tabi ki takvim veremem fakat muhalefetin faiz indirimi konusundaki itirazları bizim gerçek yolda olduğumuzun teyididir. Demek ki bu noktaya geldiler. Çabucak çark ederler mi onu bilemem. Ben tezimin savunucusuyum” biçiminde konuştu.

Gelişmiş ülkelerden büyüme oranları ve enflasyon sayıları hakkında örnekler veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim kederimiz yatırımları ve yerli üretimleri desteklemek ve artırmaktır” açıklamasında bulundu.

“Stokçuluk bir nevi hırsızlıktır”

Stokçuluk yapanlara ait konuşan Erdoğan, “Stokçuluğun cezai müeyyidesi bir puan. Bunu yine düzenleyip cezai müeyyidesi artması yazım. Stokçuluk dinimizde yeri olmayan bir mevzudur. Stokçuluk bir nevi, ‘spekülatif hareketler’ deniyor lakin hırsızlıktır. Fahiş fiyatlarla çaba noktasında ilgili bakanlarımıza dedik ki, bu adımları atacaksınız, bununla ilgili gerekirse bir yasan düzenleme yapıp bu fahiş fiyat artışına gidenleri tespit edelim, stoklama yapmak suretiyle malı piyasadan çekenleri yakaladığımızda bunlara gerekli müeyyideleri uygulayalım” dedi.

Erdoğan, “Biz kamu maliyesindeki imkanlarımızı kullanarak başta güç olmak üzere global fiyatlardan kaynaklanan maliyet artışlarını vatandaşlarımıza yansıtmamak için gerekenleri yapıyor. Bugün gelinen noktada süreksiz olacağı öngörülen global kaynaklı bir enflasyon artışı kelam konusu, yılsonu itibariyle fırsatçıları da defederek olumlu sonuçlar alacağız” diye konuştu.

Bilhassa güçte ve doğal gaz da Avrupa ile mukayese edilemeyecek derece fiyatların ucuz olduğunu söyleyen Erdoğan, “Bu gerçeği muhalefet görmek istemiyor. Avrupa’da fiyatlar bizimle mukayese edilemeyecek derecede değerli. Biz ise bu kadar ucuz fiyatla doğal gazı verirken, enerjiyi verirken palavra yanlış her türlü haberler i uyduruyorlar. Biz yalancı ile nereye kadar bu formda yarışacağız? Biz hanelere doğal gazi dörtte bir, elektriği ise yarı fiyatına veriyor. Sen ne dersen de onlar buna inanmıyorlar. Biz vatandaşımızı enflasyona ezdirmeyeceğiz” biçiminde konuştu.

“Babayiğitlik bize yakışır”

Erdoğan, “Bu minimum fiyat çalışmasında personelimizi enflasyondan, fiyat artışlarının olumsuz tesirlerinden koruyacağız. Babayiğitlik bize yakışır. Biz de babayiğitliğimizi inşallah gerek ilgili bakanım, gerekse heyeti, gerekse çalışma arkadaşlarım daima birlikte geniş bir istişare yapmak suretiyle fazla uzatmadan kararımızı vereceğiz” diye konuştu.

Emekliler için bu vakte kadar yapılanları anlatan Erdoğan, “Emekliler bizim önceliklerimiz ortasında yer aldı, bundan sonra da birebir biçimde olacak” sözlerini kullandı.

“Üretimi yaptıkça doğal gazı milletimizle paylayacağız”

Türkiye’nin doğal gaz arama çalışmalarına ait bilgi veren Erdoğan, “Biz iktidara geldiğimizde kiralama sistemi ile bu işi yürütüyorduk lakin para vermiyorduk. ‘Bulursanız doğal gazı bunu yüzde 50, yüzde 50 paylaşırız’ diyorduk. Sondaj çalışmaları, sismik çalışmaları yapılıyordu lakin bir sonuç alınamıyordu. Biz kendimiz bu adımı attık. Berat Bey’in Güç Bakanı olduğu devirde 2 tane sismik araştırma gemisi ve sondaj gemileri aldık. Gemilerimizin sayısı 5’e çıktı. Artık 6. gemimize sondaj gemisi olarak kavuştuk. Bunlarla Karadeniz, Akdeniz’de çalışmalarımızı ağır ve özgüvenli yapmış olacağız. Bu birilerini rahatsız ediyor. 2022 yılı içinde tüm kuyularda üretim öncesi tamamlama operasyonlarının bitmesini planlıyoruz. Amaç bu. Bir taraftan da deniz tabanı üretim sistemleri ile kara tesislerinin gereç temini ve inşaat çalışmaları süratle devam ediyor. Dağıtım sınırının deniz tabanına yerleştirilmesi için tüm çalışmaları 2022 yılının birinci yarısında başlatmayı öngörüyoruz. Bu çalışmaların tamamlanmasıyla 2023 yılı Ocak ayı itibariyle Sakarya Gaz Alanı’nda birinci gaz üretimine geçmeyi hedefliyoruz. Sakarya Gaz Alanı’nda birinci fazda 10 kuyudan günlük 10 milyon metreküp üretim yapmayı planlıyoruz. İkinci fazın tamamlanmasının akabinde açılacak kuyu sayısına bağlı olarak bu sayı 40 milyon metreküpe çıkacak. Yeni muştular için takımlarımız hem arama hem de sondaj faaliyetleri ile bölgede ağır bir çalışma yürütüyor. Olumlu sonuç aldıkça muştuları milletimizle paylayacağız. Üretimi yaptıkça doğal gazı milletimizle paylayacağız” dedi.

“Söz verdiğimiz üzere vatandaşlarımızın yanında olduk”

İzmir sarsıntısının akabinde yapılan konutların hatırlatılması üzerine Erdoğan, “Devlet olarak kelam verdiğimiz üzere vatandaşlarımızın yanında olduk. Bu hoş binaları inşa ettik. Depremzedelerin yarasını sarmak için Elazığ, Malatya ve İzmir’de toplamda 35 bin 28 konut, 4 bin 104 köy konutu ve 353 işyeri inşa ediyoruz. Elazığ’da 23 bin 677 konut ve 2 bin 515 köy konutu, Malatya’da 6 bin 287 konut ve bin 555 köy meskeni yapıyoruz. Bir yıl geçmeden konutları teslim etmeye başladık. İzmir sarsıntısının akabinde Bayraklı’da yerinde bin 391 konut ve 302 işyeri ve rezerv alanda 3 bin 649 konut ve 511 işyeri inşa etmek için harekete geçti. Bornova Eğridere’deki 34 köy konutu ile birlikte İzmir sarsıntısının akabinde toplam 5 bin 74 konut ve 353 işyeri yapma kararı aldık. Bu meskenleri de bir yıl içinde teslim etme kelamını verdik” dedi.

Kılıçdaroğlu’nun “Bir Kızılay çadırı bile yok” kelamının hatırlatılması üzerine Erdoğan, “Maalesef içine girdiği çadır Kızılay çadırı. Bu görecek gözü de yok” diye konuştu.

“Bu ülkenin yüzde 52’sine gayri ulusal diyeceksin, sonra da helalleşmeye çıkacaksın”

Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarına ait yayınlanan görüntünün akabinde Erdoğan şu sözleri kullandı:

“Ülkenin vatandaşlarına, ‘AK Parti’ye oy verdiler’, ‘Erdoğan’ı desteklediler’ diye kullanılan oylarda gayri ulusal tabirini kullanmak aymazlıktır, gafilliktir. Bu ülkenin yüzde 52’sine ‘gayri milli’ diyeceksin, sonra da helalleşmeye çıkacaksın. Bu durum bile Bay Kemal’in ne kadar samimiyetsiz olduğunu gösterir. Bunların helalleşmesi gereken evrak o kadar kabarık ki. Tehdit ettikleri, mağdur ettikleri ile helalleşmeye başlasa bile hepsinden helallik almaya ömürlerinin yeteceğini sanmıyorum. CHP zihniyeti ardında o kadar çok mağdur bıraktı ki, onlarla helalleşmesi bu dünyada bitmez. Başörtülülerden helallik dilemesi lazım. Boraltan faciasında katledilmesine vesile oldukları 146 Azerbaycanlı kardeşlerimizden helallik dilemeleri yazım. 1944’de 146 Azerbaycanlı kardeşimiz Rus zulmünden kaçarak Türkiye’ye sığınmıştı, devrin CHP idaresi ne yazık ki 146 kardeşimizi Stalin’in askerlerine teslim etti. Azerbaycanlı kardeşlerimiz Boraltan Köprüsü’nden karşı geçti ve askerlerimizin gözleri önünde katledildiler. Karşıya geçerken, ‘bizi onlara bırakmayın, bizi siz öldürün’ dediler. Hani bir türkü var ya, ‘düşman bekler karşıda önüne kattı beni, can alınan çarşıda gardaşım sattı beni.’ CHP bu. Varsayalım ülkemizdeki vatandaşlarımızla, mağdur ettiği bölümlerle helalleştiler, ya mazlum Suriyelilerle, Filistinlilerle, Libyalılarla, Afrikalılarla nasıl helalleşecekler. Biz gönül coğrafyamıza ulaştıkça, mazlumlara takviye çıktıkça, yoksul halklara besin ve tıbbi yardımda bulundukça demedikleri kalmadı. Bay Kemal ‘Adalet Bakanlığı takımlarını parti örgütüme vermeyip de milliyetçilere mi verseydim’ diyen eski CHP’li bakanların mağdur ettiği bireylerden helalliği nasıl alacak bunu hiç düşündü mü? Bay Kemal SSK Genel Müdürlüğü periyodunda maharetsiz idaresi nedeniyle hastane köşelerinde hayatını kaybeden, tedavi borcu nedeniyle evladının cenazesini alamayan vatandaşlarla evvel bir helalleşsin. Her darbenin, antidemokratik hareketin ardında duran CHP zihniyeti helallik almak için çok lakin çok geç kaldı. Her seçim öncesi CHP’liler muhafazakar seçmene tatlı görünmek için daima takla atmaya başlarlar. Bu helalleşme atağı birebir minvalde bir harekat fakat bu biraz erken oldu güya. Zira Bay Kemal seçimler Haziran 2023’te” açıklamasında bulundu.

“Fransız çimento devi Lafarge’ın terör örgütlerini desteklemesi”

Fransız şirket Lafarge’ın terör örgütlerine takviye vermesi ile ilgili Macron ile görüştüğünü belirten ve Macron’un işten sıyrılmaya çalıştığını söyleyen Erdoğan, “Suriye ihtilafının olumsuz sonuçlarından en fazla ziyan gören ülke biziz. Suriye halkını, ülkenin toprak bütünlüğünü ve ulusal güvenliğimizi tehdit eden terör bu sonuçlardan tahminen de en kıymetlisidir. Suriye’deki terör sıkıntısının münasebetlerinin başında terör örgütlerine verilen dış dayanak geliyor. DEAŞ ile uğraş mazeretiyle birtakım ülkeler tarafından terör örgütü PKK-YPG’ye verilen takviye kabul edilemez. PKK-YPG’nin terörist kimliği diğer isimler atfedilerek değiştirilemez. DEAŞ ile gayret ettiği savıyla PKK-YPG’ye takviye verenlere ülkemizin DEAŞ ile alanda göğüs göğse çarpışan yegane koalisyon ve NATO üyesi olduğunu, 4 bin 500’den fazla DEAŞ teröristini etkisiz hale getirdiğimizi, DEAŞ terörüne en az onlar kadar maruz kaldığımızı hatırlatmak isteriz. Vakit zaman ülkemize yönelik DEAŞ bağlamında temelsiz tezler lisana getirenler var. Evvelemirde kendi tavırlarını bunlar gözden geçirmelidir. Lafarge firmasının DEAŞ ile irtibatlı faaliyetleri bu çerçevede Fransız yargısı tarafından ortaya konulmuş ve Fransız yargısı bunu karara bağlamıştır. Bundan daha öbür kanıt olabilir mi? Bunu Mocron’un kendisine de söyledim. Lafarge’ı nereye koyacaksın? Hiç bilgisi yokmuş, haberi yok muş üzere ayaklara giriyor, işi sıyırmaya çalışıyor. Bunlar maalesef ikiyüzlü. Mehmetçiğimiz orada verdiği çaba ile onları oraya gömdü” dedi.

“Hepsi ile münasebetlerimizi çok daha uygun yerlere getireceğiz”

Birleşik Arap Emirlikleri ile yürütülen münasebetlerin tekrar inşa edilmesi, dış siyasetteki gelişmeler ve CHP’nin tenkitlerinin sorulması üzerine Erdoğan, “Önce Katar ile başladılar, o tutmadı, biz Katar’a BMC’yi satmadık. Yalnızca Katar BMC’ye ortak oldu. Yüzde 49 onlar, yüzde 51 biz. Ürettiklerimizin muhakkak yerlere satılmasında onların da olumlu çabalarıyla Arifiye’deki palet fabrikasının onarımı ve elden geçirilmesine bu iştirakin çok büyük yararı oldu. Artık ise Abu Dabi idaresi ele attığımız bu adım tarihi bir adım. 11 milyar dolarlık bir ön mutabakat yapıldı. Yaptığımız ikili görüşmede de Şubat ayı üzere benim bir ziyaretim olacak. BAE ile olan süreç farklı bir pozisyona erişecek. Biz dargın, küskün olduğumuz vakit ondan kendilerine sermaye çıkartmaya çalışıyor CHP, birlikte adım attığımız vakitte da ‘niye bunlar barıştılar’ deyip oradan kendilerine sermaye çıkartmaya çalışıyor. Çatlasanız da patlasanız da hepsi ile münasebetlerimizi çok daha güzel yerlere getireceğiz. Bahreyn’in bize gelme durumu var, onlarla görüşmelerimizi yapacağız. Suud ile olan münasebetleri daha düzgün pozisyona getirmenin çabası içinde olacağız. Mısır’da da çok farklı gelişmeler olmaz demiyorum, olabilir. Tüm bu bölgenin insanlarının birbiri ile münasebetleri farklı. Kadim tarihi biz bir arada inşa ettik, paylaşıyoruz. Bizim Körfez ülkeleri ile ortamızda çok önemli bir işbirliği potansiyeli mevcut. Karşılıklı yarara dayalı yeni işbirliği projelerini ortak yatırımlar için bir fırsat olarak görüyoruz” diye konuştu.