“Canlı aşılarda yan etki daha fazla görülüyor”

“Canlı aşılarda yan tesir daha fazla görülüyor”

Biyoteknoloji Kongresi’nde aşı projeleri ve aşı üretim teknolojileri masaya yatırıldı

‘Uluslararası Biyoteknoloji Kongresi’ başladı

İSTANBUL – Biyoteknoloji alanındaki son gelişmelerin konuşulduğu Milletlerarası Biyoteknoloji Kongresi başladı. Kongrenin birinci gününde gerçekleşen panellerde alanının uzmanları aşı üretimi ve aşı teknolojileri konusunda bilgiler verdi. Bugün başlayan kongre, 11 Eylül’e kadar devam edecek.

Memleketler arası Biyoteknoloji Kongresi başladı. 11 Eylül’e kadar sürecek tertipte yurt içi ve yurt dışından alanlının uzmanları paneller düzenleyecek. BIO Türkiye Tertibi içerisinde yer alan BIO Türkiye-Uluslararası Biyoteknoloji Kongresi ile biyomühendislik, farmasötik, hücre ve gen tedavileri ve besin biyoteknolojisi alanında bilimsel katkıda bulunan, biyoteknolojik ilaç ve aşı üreten farklı platformları bir ortaya getirerek aktüel bilgilerin aktarılması ve paylaşılması amaçlanıyor. Kongre, biyoteknoloji alanının multidisipliner özelliği nedeniyle ilgili tüm bilimsel disiplinlerden katkı sağlayacak içerik ve kapsamla düzenleniyor.

“Dünya genelinde toplam 222 milyonluk bir hadise sayısı bulunuyor”

Kongrenin birinci gününde gerçekleşen panellerde alanının uzmanları aşı üretimi ve aşı teknolojileri konusunda bilgiler verdi. Kongrede TÜSEB takviyeli Covid-19 aşı projelerinin anlatıldığı oturumda konuşma yapan Doç. Dr. Serap Derman, “Dünya genelinde toplam 222 milyonluk bir hadise sayısı ve 4,5 milyonluk bir vefat sayısına ulaşmış durumundayız. Bu süreçler hastalıklara karşı aşı ve ilaç çalışmalarının kıymetini bir defa daha gösterdi. Dünyada yapılan birçok aşının iki doz biçiminde yapıldığını görüyoruz. Bizim kendi aşı projemizde de iki dozlu aşılama gerçekleşiyor. Projemizin gayesi, Covid-19’a karşı peptid ve rekombinant protein temelli aşı formülasyonlarının geliştirilmesi in vitro/in vivo immün cevap oluşturma potansiyellerinin kıymetlendirilmesi ve viral enfeksiyona karşı gözetici etkinliklerinin tespit edilmesidir. Mutasyon ve bu süreçte gerçekleşecek durumları takip ediyoruz” sözlerini kullandı.

“Canlı aşı kullandığımız vakit adjuvanlara gerek kalmıyor, bunlarda yan tesir çok fazla görülüyor”

Biyolojik Biyoteknolojik Eserler Aşılar, Aşı Üretim Teknolojisi ve Covid-19′ isimli oturumda ise Prof. Dr. Sevda Şenel, aşı formülasyonları ve adjuvanlar (destekleyiciler) hakkında kıymetli bilgiler verdi. Prof. Dr. Şenel, “Aşı formülasyonundan bahsedersek, konvansiyonel bir aşı formülasyonu antijen içerir. Genel olarak konvansiyonel aşılarda antimikrobiyal koruyucular olabilir lakin daha kıymetlisi adjuvanlardır. Biz patojenleri ya canlı ya da meyyit olarak kullanıyoruz. Canlı aşı kullandığımız vakit adjuvanlara gerek kalmıyor, bunlarda yan tesir çok fazla görülüyor. Bu nedenle biz ya inaktive ederek kullanıyoruz ya da bu patojenlerin faal olan kısımlarını alıyoruz” dedi.

Aşılarda preklinik çalışmalar konusunda açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Turgut Emrah Bozkurt da, “Preklinik çalışmalar için pratikte kıymetli kimi noktalardan bahsetmek istiyorum. İmmünojenisite çalışmalarında kullanılan hayvan tipi, modelinin uygunluğu ve seçilme sebebi bilimsel olarak gerekçelendirilmelidir. Kümelerde kullanılan hayvan sayısı ve istatistiksel tahlil uygun olmalıdır. Yeni bir adjuvan kullanılıyor ise adjuvana ilişkin immünojenisite bilgileri sunulmalıdır. Antikor ölçümleri standardize metotlarla gerçekleştirilmelidir” diye konuştu.

Kongrenin ikinci gününde ise, ‘İleri tıbbi tedavi eserler ve şimdiki yaklaşımlar’, ‘Hücre ve gen tedavilerine yeni yaklaşımlar’ ve ‘Biyoteknolojik teknikle besin katkı hususlarının üretimi’ hususlarında uzman isimler bilgiler verecek.