BURSA (AA) – Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Tıp Fakültesi Erişkin Hematoloji Bilim Kolu bünyesinde çalışmalarını sürdüren Kemik İliği Nakil Merkezi, nakil sayısında 500’ü geçti.

Rektörlükten yapılan açıklamaya nazaran, BUÜ Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Kısmı Hematoloji Bilim Kısmı bünyesinde 2009 yılında kurulan, Kemik İliği Nakil Merkezi, bugüne kadar gerçekleştirdiği kemik iliği (kök hücre) nakilleriyle kan kanseri (lösemi) ya da lenf bezi kanseri olan hastalar için değerli bir merkez haline geldi.

Açıklamada görüşlerine yer verilen BUÜ Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Kolu Lideri Prof. Dr. Fahir Özkalemkaş, kuruluşundan bu yana yapılan nakil sayısı 500’ü aşan merkezin çalışmaları hakkında bilgiler aktardı.

Yalnızca Bursa ve ilçelerine değil Güney Marmara’daki Balıkesir, Gönen, Bandırma, Yalova, Kütahya, Çanakkale ve Bilecik’e de hizmet verdiklerini belirten Özkalemkaş, 24 özel odalı klinik yatağı ve nakil ünitesinin sahip olduğu 8 hepafiltreli özel donanımlı odalarda nakil olacak hastaları izleme ve takip süreçlerini sürdürdüklerini söz etti.

Nakil merkezinin şu an tüm bu bölgeye yetecek sayıda yatağa sahip olduğunu bildiren Özkalemkaş, hastaların nakil sırası beklemediğini vurguladı.

Türkiye’deki nakil sayısının tüm dünyada olduğu üzere artış gösterdiğini belirten Özkalemkaş, şöyle devam etti:

“Bu süratli gelişmenin en değerli nedeni nakil endikasyonlarının daha net tanımlanmış olmasıdır. Nakil sonrası takviye ve bakım tedavilerindeki güzelleşmeler, yeni nakil tiplerinin ve ilaçların kullanılmaya başlanmasıyla artan bilgi birikimi, kemik iliği naklinden elde edilen olumlu sonuçlar da başarıda yer tutuyor. Ayrıyeten bu süreç epeyce dinamik bir formda işletiliyor. Yanlışsız hastaya hakikat vakitte, hakikat adımlarla nakil yapılması temel olmaktadır. Yeterli bir takım çalışması, aile-hasta-hekim iş birliğiyle bu şiddetli süreç muvaffakiyetle atlatılabilmektedir.”

Hematoloji Bilim Kolu Öğretim Üyesi ve Kemik İliği Nakil Merkezi Sorumlusu Doç. Dr. Vildan Özkocaman da kemik iliği naklinin, sağlıklı kök hücreler verilerek hasta şahısta yeni ve tesirli, sağlıklı kan hücreleri yapılanmasını sağlayarak, hastalığın ortadan kaldırılmasını hedefleyen bir tedavi hali olduğunu belirtti.

Bu tedavi sisteminin kan kanserleri, lenf bezi kanserleri olan, kemoterapiler sonrası uygun periyottaki hastalara yapılabildiği bilgisini paylaşan Özkocaman, “Bazı hastalıklarda standart tedavi biçimiyken kimi hastalıklarda ve nüksetmiş hastalıklarda kemoterapilerden sonra seçilecek en uygun yaklaşım olmaktadır. 50-60 yıldır Hematopoetik Kök Hücre Transplantasyonu (HKHT), hematolojik malign hastalıklarda, kemik iliği yetmezliği, immün yetmezlik ve metabolik hastalıklarda şifa sağlayan bir yaklaşım olma özelliğiyle standart olarak kullanılmaktadır. Kök hücre nakli sonrası kemik iliği fonksiyonunun geri kazandırılması, nakil muvaffakiyetinin en değerli basamağıdır.” değerlendirmesinde bulundu.

AA / Cem Şan – Son Dakika Haberleri